İnsan vücudu, kendi kendini iyileştirme kapasitesine sahip büyük bir potansiyele sahiptir. Eski şaman kabilelerinde, şamanlar iyileştirici olarak bilinirdi ve hastalıkların kökenini öğrenip, bireyin enerji bedenleri üzerinde şifa uygulamaları yaparlardı. Anjiyo, damarlarda meydana gelen tıkanıklıklar, yapısal bozukluklar ve organlarda oluşan hasarları belirlemek amacıyla yapılır. Anjiyo uygulaması, karın bölgesi, el bileği ve kol bölgesindeki atardamar giriş noktalarından gerçekleştirilir. Bu yöntem, kalp, beyin, gözler ve ayaklar gibi önemli organlarda rahatsızlıkları tespit etmeye yarayan bir tetkiktir.

Anjiyo sonrası beslenme, yara iyileşmesinin hızlanması ve hastanın daha çabuk toparlanması açısından kritiktir. Hastaların ameliyat sonrası iyileşme döneminde, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin, protein ve minerallerle zenginleştirilmiş bir beslenme düzeni uygulamaları gereklidir. Bu vitaminlerin içerdiği serotonin maddesi, bireyin kendisini daha iyi hissetmesini sağlar ve ruh halini iyileştirir. Dokuların gelişmesini ve onarılmasını sağlayan temel besinler, beynin, hormonların, sindirim sisteminin ve tüm vücudun çalışma şeklinde kimyasal değişiklikler yaratır. Ancak ameliyat sonrası hastanın enerji ihtiyacının fazla olması ve iştahının kapalı olması durumunda, besin gereksinimlerini karşılamak önemlidir.

Ameliyat sonrası alınan ilaçlar, bağırsaklarda faydalı bakterileri yok edebilir ve bu durum besinlerin sindirilmesini zorlaştırabilir. Bu nedenle, sindirimi kolay besinlere yer verilmelidir. Özellikle besin lifi bakımından zengin olan muz, elma, armut, greyfurt ve şeftali gibi meyveler ile koyu yapraklı sebzeler oldukça faydalıdır. Böylece hastalar kendilerini iyi hissettiklerinde normal yaşamlarına daha kolay devam edebilirler.

A vitamini, ameliyat sonrası beslenme için önemlidir ve damarların gelişmesinde büyük yarar sağlar. Hem bitkisel hem de hayvansal gıdalardan alınabilir. Ispanak, havuç, patates, kuzu ciğeri, balık yağı ve peynir gibi besinler, A vitamini açısından zengin kaynaklardır. Besinler yoluyla alınan proteinin kullanılması açısından A vitamini, vücut dokuları ve kemik yapısı için gereklidir. Bu nedenle hastalıklardan korunmak için önemli bir yere sahiptir.

C vitamini, vücut tarafından üretilemeyen bir vitamindir ve ameliyat sonrası önemi büyüktür. Güçlü bir bağışıklık sistemi için son derece önemli bir kaynaktır. Çilek, brokoli, portakal, dolmalık biber, kırmızı biber, kivi, karnabahar, greyfurt ve kavun gibi besinler C vitamini açısından zengindir. Ameliyat esnasında uygulanan cerrahi müdahalede C vitamini oranı düşer ve eksikliği yaraların daha uzun sürede iyileşmesine neden olabilir.

Protein, vücutta bulunan kas dokularının yapı taşlarını oluşturan önemli bir öğedir. Vücut dokularının oluşumu, yaraların iyileşmesi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve yapısal olayların düzenlenmesi için gereklidir. Özellikle balık, hindi ve tavuk gibi daha az yağ içeren protein kaynakları, ameliyat sonrası beslenmenin önemli bir parçasıdır. Kırmızı et tüketilmemelidir, çünkü kırmızı ette bulunan doymuş yağ oranı yüksektir.

Çinko, ameliyat sonrası yaraların kapanması ve hasarlı dokuların iyileşmesi için önemli bir mineraldir. Balık, et, baklagiller, yumurta sarısı, kümes hayvanları ve kepekli tahıllar çinko bakımından zengin besinlerdir. Çinko, organik bir bileşendir ve vücudun iyileşme süreçlerinde kritik bir rol oynar.

Anjiyo sonrası beslenme, hastanın genel sağlık durumu ve iyileşme sürecinde büyük bir rol oynar. Doğru beslenme ile iyileşme süreci hızlandırılabilir ve genel sağlık durumu daha iyi bir seviyede tutulabilir. Sağlık ve güzellik dileklerimiz ile.